İklim Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle iklim değişikliğiyle mücadelede kurumsal sorumluluklar ilk kez yasal zemine kavuşmuştur. Özel sektör ve yerel yönetimler için iklim eylemleri artık sadece gönüllü uygulamalardan ibaret değil; yasal yükümlülükler içeren bir çerçeveye bağlanmıştır.
Yeşil büyüme vizyonu ve net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmek amaçlanmaktadır. İklim Kanunu sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsamaktadır.
Kanun, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Türkiye Yeşil Taksonomisi ve adil geçiş politikaları gibi konuları da ilk kez ulusal mevzuat kapsamına dahil ederek Türkiye’nin yeşil dönüşüm vizyonunu güçlendirmektedir.
Kanun Genel Hükümler, İklim Değişikliği ile Mücadele ve Gelirler, Yaptırımlar ve Çeşitli Hükümler olmak üzere üç ana kısımdan oluşmaktadır. İklim Değişikliği ile Mücadele kısmında Karbon Fiyatlandırması bölümünde kurulması planlanan Emisyon Ticaret Sistemi’nin detayları verilmiştir.