İklim değişikliği, otoriterler tarafından, içinde bulunduğumuz yüzyılın en ciddi sağlık tehditlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Dünya genelinde etkileri yavaş yavaş ve kademeli olarak hissedilmekte ve insanların zihin sağlığı üzerinde etki göstermektedir. Avusturya Tabipler Birliği, iklim değişikliği sorununun halk sağlığı üzerinde etkili olduğunu kabul ederek, dünya genelinde iklim değişikliği etkilerinin en şiddetli hissedileceği bölgelerde insanların ciddi sağlık sorunları yaşayacağını kabul etmiştir. İklim değişikliğinin sonucu olarak ortaya çıkan çevre problemleri ve gelecekte yaşanabilecek problemler için endişe duyulmasının zihin sağlığı üzerindeki etkilerini “eko-kaygı” olarak tanımlanmaktadır. Dünya üzerinde birçok insan, iklim değişikliği etkilerini hissettiklerini, günümüz ve gelecek jenerasyonlar için ciddi endişe taşıdıklarını bildirmektedir. Küresel farkındalığın artması ile iklim değişikliği hakkındaki endişe taşıyan bireylerin sayısındaki artışın devam edeceği öngörülmektedir.
Eko-kaygı veya Eko-anksiyete terimi her ne kadar uzmanlar ve medya üzerinde gündemde olsa da yeterince açıklanamamış bir kavram olmaya devam ediyor. Ekolojik kaygı terimi mevcut literatür incelendiğinde belirsizliğini korusa da genel olarak; kötüleşen çevresel koşullarla ilişkili zihinsel sıkıntı veya endişe veya ekolojik krize yanıt olarak yaşanan endişe olarak da tanımlanıyor. Eko-kaygı teriminin yanı sıra çevresel sıkıntıyı anlatmak için başka terimlerde kullanılmaktadır. Örneğin; Ekolojik Kader, Solastalji gibi.
Ekolojik Kader, gezegenimizde yaşanan veya yaşanması beklenen kayıplara karşı hissedilen keder duygusunu tanımlamaktadır.
Solastalji, insanların yaşadıkları ve kendilerini güvende hissettikleri ortamın geri döndürülemez şekilde değişmesiyle oluşan bir tür yas durumunu tanımlamaktadır.
Mevcut literatürde, iklim değişikliği ile ilişkili olumsuz duygular hakkında araştırmalar olsa da Eko-Kaygı kavramı üzerindeki araştırmalar sınırlı sayıda kalmaktadır. İnsanların Eko-Kaygı ile bağlantılı olarak yaşadıkları duygusal durumları ve durumlar sonucu verdiği tepkileri daha iyi anlayabilmek için bu konu üzerindeki araştırmalar devam etmelidir.